Gu¨zide Ertu¨rk, Loretta’da insanın du¨nya ile ilişkisinin başlangıç anına dönu¨yor ve ilk du¨şu¨şu¨n yarattığı kırılmadan doğan bir öyku¨ evreni oluşturuyor. Yatağın kenarından, rafın ortasından, bir ağacın dalından, omuzdan, uçurumdan ya da iskeleden du¨şu¨şle yeniden doğuşu ve varoluşun karmaşık hallerini öyku¨ye çağırıyor. Anlatıcı, yazar ve kahraman rollerini tersine çeviren, kurgu ile gerçeklik arasındaki sınırları zorlayan, yaşamın ve ölu¨mu¨n ötesine uzanan bakışıyla iki du¨nya arasında geçişken bir sınır oluşturan Ertu¨rk, olasılıkların peşinden cesaretle gidiyor. Loretta’da kurulan masalsı, fantastik, gotik atmosferde insanın nefis, kader ve tarihle savaş halindeki gerilimli ilişkileri, okuyucuya alışılmışın dışında bir okuma deneyimi sunuyor.